Solon Atinalı büyük bir filozof ve antik Yunanistan’ın yedi bilgesinden biriydi. Reformlar, siyasi, ekonomik ve ahlaki çöküşe karşı çabalarıyla Atina demokrasisinin temelini atan adam olarak biliniyor.
Solon Kimdir?
M.Ö. 640 yılında Atina’da doğdu ve son tanınmış Atina kralı Codrus’a kadar uzanan bir soya sahip. Çok tanınmış ve saygın bir ailede yetişti. Babası Execestides, oğlunun eğitimine oldukça önem verdi. Solon’a yaşam deneyimlerini, sosyal değerleri ve insan ilişkilerine her şeyden daha fazla değer vermeyi öğretti.
Solon’un hiçbir zaman büyük bir zenginlik ve mülk kazanama amacı olmadı, yeni medeniyetleri gözlemlemek, eğitimini ve düşüncesini zenginleştirmek için Atina’dan Mısır ve Küçük Asya’ya gitti.
Yolculuklarında Solon, yabancı kültürleri, yasaları ve diğer ülkelerin politik ve ekonomik yaşamını ve ahlakını derinlemesine incelemiştir. Atina’daki sosyal ve ekonomik iyileşme için bu seferlerde edindiği becerileri ve deneyimleri etkin bir şekilde kullandı.
Solon’un Yazıları
Solon, Atinalıların güvenini şiirsel çalışmasıyla zaten kazanmıştı. Aynı zamanda bir şairdi ve Atinalıları sevdikleri adası Salamis’i yeniden kazanmaya (fethetmeye) teşvik eden “Salamis” adlı bir şiir yazdı.
Solon ayrıca, daha uzun örnekleri mevcut olan politik yazılar da yazdı. Bu sebeple onun yazı stili hakkında daha iyi bir fikir edinmemize olanak sağladı. Yazılarında çoğunlukla politik görüşlere odaklanır ve yurtseverlik ve adalet sevgisi üzerine düşünürdü.
Yazılarıyla, Dracon’nun sert yasaları ve acımasız hukuk sistemi altında acı çeken Athena halkını etkiledi, cesaretlendirdi ve heyecanlandırdı. Kentin talihsizlikleri ve alt sınıfların mücadelelerinin halkın borç ve haksız ekonomik sistem yüzünden kaybedilen özgürlüğünün bir sonucu olduğuna dikkat çekti.
Solon’un Yasası
Solon’un yasası çok cesur ve sertti. Eşitlik yerine eşitsizlik ilkesine dayanarak, bir iç savaş başlatmaya hazır olan sosyal sınıflar arasında dengeyi korumaya çalıştığından, yalnızca Atina toplumunu değil, yeniden şekillenecek yeni bir hükümet biçiminin temellerini attı. Bugüne kadar en mükemmel ve doğru olanı, neredeyse 2500 yıl sonra…
Solon’un Reformları
İlk olarak zengin tüccarlara borçlanarak köleleşen herkesi özgürlüğüne kavuşturdu ve borçlarını sildi. Köle olarak satılan her Yunan vatandaşını satın alarak ülkesine geri getirdi. 2. sınıfa mensup toprak sahiplerinin arsalarının bir kısmına el koyarak fakir halk arasında bölüştürdü.
Solon’un topluma getirdiği reformlardan bir diğeri, yerel vatandaşların oy kullanma sistemi ile kendi yöneticilerini seçme ve seçme hakkı oldu. Ayrıca, eski Atina hükümetinin onları ödemeye zorladığı, köleleri ve vatandaşları haksız borçtan kurtaran Seisachtheia adlı devrimci bir yasa çıkardı.
Solon ayrıca vatandaşları kökenlerine ve soylarına göre değil, mülk ve servetlerine göre dört sınıfa ayırmıştır. Bununla birlikte, bu sosyal bölüme dayanarak, en zengin insanlar yalnızca fazladan ayrıcalıklar elde etmekle kalmadı, aynı zamanda daha fazla vergi ödemek ve şehrin ortak sorunlarına daha fazla katkıda bulunmak gibi daha büyük sorumluluklar aldı. Dördüncü sınıf olan en fakir halk, herhangi bir vergi ödemek zorunda kalmadı. Böylece onlara ekonomik durumlarını iyileştirme ve daha üretken olma şansı verdi.
Ek olarak, yalnızca ilk üç sınıftan vatandaşların asker olarak görev yaptığı orduyu yeniden düzenledi. Süvariler atları kendi paralarını kullanarak idare ettikleri ve besledikleri sürece yalnızca ilk iki sınıftan olabilirdi. En fakir sınıftan, sadece savaşta veya acil bir kriz sırasında kürekçi ve bunun gibi görevlerde yararlanabilirdi.
400 kişiden oluşan halk meclisinin üyeleri ilk üç sınıftan olabilirdi. Solon üyelerin bir yıl görevde kaldığı bu konseyi kurdu. Ayrıca, altı bin vatandaştan oluşan Heliaia adındaki adalet mahkemesini kurdu ve ilk kez tüm sınıflardan gelen kişilerin şikayetlerini ifade edebildiklerini ve hatta üstlerine karşı suçlamada bulunabileceklerini söyledi.
Solon ayrıca yerel halk için yeterli değilse, diğer Yunan şehir devletlerine zeytinyağı ihracatını yasakladı.
Solon Reformlarının Sonrası
Solon’un yeni mevzuatından kısa bir süre sonra başa gelen Peisistratos ve onun halefleri (M.Ö. 561’den M.Ö. 510) zulmüne bakılırsa, reformlar kentin sorunlarını tam olarak çözmüş görünmüyor. En azından hemen değil. Ancak, zaman içinde yaptığı reformların etkileri, Atina toplumunda o kadar derin bir etki yaptı ki, tiranlık dönemi sona erdikten sonra bile hissedilmeye devam etti. Sonuç olarak nihayetinde klasik Atina demokrasisinin temeli oldu.
Solon, koyduğu yasalar en azından on yıl değiştirilmesin diye on yıllık bir dünya turuna çıktı. Birçok yere uğradıktan sonra Sardes’e, Kroisos’in yanına gelir.
Ziyaretinin üçüncü veya dördüncü gününde, Kroisos’un adamları Solon’a kralın hazinelerini gezdirir. Bu iş tamamlandıktan sonra Kroisos, konuğu Solon’a dönerek “Atinalı,” der, “benim konuğum, bir filozof olarak sana bunca ülkeyi gezdiren meraklı yaradılışının ve bilgeliğinin ününü birçok kez biz de duyduk, bundan ötürü sana şunu sormak isteği uyandı bende, acaba mutlulukta başka herkesi geride bırakan bir kimseye rastladın mı?”
Solon, “Atinalı Tellos’u gördüm” diyerek Kralı şaşırtır. Kroisos, Tellos’u niçin bu kadar talihli saydığını sorunca, Solon gerekçesini açıklar. Kroisos, “ondan sonra kim gelir senin bildiğin” diye sorar. Solon bu kez Atinalı Kleobis ve Biton kardeşleri sayar ve kendince gerekçesini açıklar.
Her iki seferinde öne çıkan, ölçülü ve erdemli hayatlar, hizmet, şeref ve ölümde mutluluk gibi ölçütlerdir. Ama Krisos anlamaz. Orada da adı geçmeyince öfkeyle: “Atinalı yabancı,” der, “ya biz, bizim mutluluğumuzu sen hiçe mi sayıyorsun ki bu basit insanları koyuyorsun ikinci sıraya?
Farklı kimselerin kaynaklarına göre Solon şöyle cevap verir; “Kimsenin sonunu görene kadar mutlu olduğu söylenemez” veya “Ölene kadar mutlu birini saymayın”.
Bu sözlerden hiç de memnun kalmayan Kroisos, kendince “dar kafalı” olarak gördüğü Atinalıyı kovar.
Atina’ya döndüğünde, Solon şehri, yasaları sayesinde gördüğü en iyi durumda buldu. Heredotos‘ dan edindiğimiz bu bilgiyle, MÖ 560’da mutlu yaşlı bir adam olarak öldü diyebiliriz.