Kharon Kimdir?
Ölüler diyarı kayıkçısı olarak bilinen Kharon, Antik Yunan sanatında, konik bir şapka ve tunik giyen, çarpık burunlu çirkin, sakallı yaşlı bir adam olarak tasvirlere yansır. Genellikle Psykhopompos‘tan (Hermes) bir gölge almak üzere Akheron ırmağının kıyısında, kayığında, elinde küreği ile tasvir edilir. Kharon, bir demon (cin) olarak adlandırılır, Yunan yeraltı dünyasının bir tanrısıdır. Yunan panteonundan Nyx (Gece) ve Erebus’un (Karanlık) çocuğu olduğu söylenmektedir. Yani Yunan mitolojisinin tanrıça Nemesis (İntikam) ve Eris (fitne), tanrı Thanatos (Ölüm) ve Geras gibi (Yaşlılık) karanlık figürlerinin kardeşidir.
Kharon’un görevi ücretini ödedikleri sürece ölü ruhlarına ırmağı geçirtmektir. Antik çağlarda ölülerin ağzına bir obolos (metelik) konurdu. Ölenlerin ellerinde Kharon’a verecek bir obolos bulunmaması, ölen kişiye cenaze töreni yapılmadığı anlamına geliyordu.
Kharon’un ücretini ödeyemeyenler, yüz yıl boyunca Akheron kıyılarında amaçsızca dolaşırlardı. Ruhlarının yeryüzünde hayalet olarak bulunduğu, belki de beklenen cenaze törenlerini yapmamış olanları rahatsız ettikleri söylenir.
Kharon’a para ödeyenler Acheron üzerinden Hades’in yeraltı dünyasının merkezine güvenli bir şekilde geçerlerdi. Burada ölümsüzlüğü nasıl harcayacaklarına karar verecek olan Ölü Hâkimlerinin huzuruna çıkarlardı.
Ölüler Diyarı Kayıkçısı Kharon’un Bilinen Efsaneleri
Kharon yeraltına inen neredeyse bütün mitolojik canlıların hikâyesinde yer almaktadır. Herakles 12 işinden biri olan Kerberos’u yeryüzüne çıkarma görevinde nehirden kayıkçı Kharon’u döverek geçer. Bu olaydan sonra Hades Kharon’u bir yıl boyunca uzaklaştırır. Bu bir yıl boyunca kimin ölüleri nehirden geçirdiğine dair herhangi bir efsane yoktur.
Herakles gibi Orpheus‘ da ölüler diyarına geçmiştir. Şair ve müzisyen Orpheus, Eurydike’yi kurtarabilmek için Hades’in ülkesine geçmek ister. Çok sevdiği karısının, beklenmedik ölümü üzerine Orpheus, lirini öyle bir çalmış, öyle kederli ilahiler okumuş ki bütün tanrıları ve nympheleri etkilemiş. Böylece onlar da Orpheus’u Ölüler Diyarına gidip Eurydike’yi kurtarması konusunda öğütlemişler.
Orpheus, Herakles gibi eşsiz güçte biri olmadığı için lirini çalarak Kerberos’u uyutmuştur. Kharon’u ikna etmiş, Hades’in ve Persephone‘nin gönüllerini fethetmiştir. Yeraltı Ülkesinden tekrar yeryüzüne dönüş esnasında, gün ışığına çıkana kadar dönüp geriye bakmama kuralı vardır. Karısını almış olan Orpheus dönüş yolunda tam yeryüzüne çıkacakken kuşkusuna yenik düşer. Sonuç olarak arkasına dönüp karısına baktığı anda Eurydike tekrar Hades’in Yeraltı Ülkesine döner. Aeneas, Apollon kâhinlerinin yardımıyla Avernus gölünden Yeraltı Ülkesine iner. Kerberos’u uyutucu bir şeylerle yatıştırır. Ölüler Ülkesinin kayıkçısı Kharon’u Sbyyla’nın verdiği altın dal ile ikna eder. Ve bu sayede Aeneas, yeraltına inerek intihar etmiş karısı Kartaca kraliçesi Dido ve babasıyla konuşmayı başarır.
Yunan efsanesinde pek belirli bir rol oynamayan Kharon’un, Roma’da Etrüsk etkisiyle önemli ve belirgin bir kişilik kazandığı bir gerçektir. Etrüsk mezarlarında çok sık rastlanan simgesi, ölmekte olan insanı yeraltı ülkesine almakla tam anlamıyla öldüren bir cin olduğudur. Kharon’un asıl rol oynadığı bir yapıt, Samsatlı (Malatya bölgesinde) Lukianos’un “Öbür Dünyada Konuşmalar”dır. Eserde Hermes’in kılavuzluğunda yeraltına inen birçok ölüler – ve aralarında filozoflar – Kharon’la ve kendi kendileriyle konuşurlar, ölümden sonra her türlü varlığın boş olduğu sonucuna varırlar.
Kaynak : Azra Erhat Mitoloji Sözlüğü