Ziya Osman Saba’nın şiirlerinde adı geçse de bu yazımızda etkileyici bir hikayeden bahsedeceğiz. Mesut Halk Fotoğraf Evi’nin özetini ve detaylarını buradan okuyabilirsiniz. Öykü/hikaye türü kitabı 2014 yılında Can Yayınları etiketiyle yayımlandı. Toplam 248 sayfadan oluşmaktadır. Mesut People Fotoğraf Evi, iç açıcı bir hikaye anlatıyor.
Hikayesi
Şiirleriyle tanınan Ziya Osman Saba’nın kitapları arasında eşsiz bir hikaye kitabıdır. Akıcı ve samimi bir dille kaleme alınan kitap, yazarın anılarını, çocukluğunu ve İstanbul’u anlatıyor. Yazar bu kitabı İstanbul şehri hakkında yazdığı bir hikayeden yola çıkarak oluşturmuş ve gençliğini, çocukluğunu ve içinde yaşadığı toplumu gerçekten çok sevmiştir.
O akşam işimden erkence çıkmıştım. Şöyle Beyoğlu’na doğru bir uzanayım dedim. Haliç’i ve Boğaziçi’ni, köprüden selamlayarak geçtim.
Bir zamanlar oturduğum semtlerin vapurları yine hep o hareket telaşı içerisine girdiler. Kadıköy’e kalkacak 6 vapurunda zil çalmaya başladı. Bir zamanlar saniyeleri bile kıymetli olan zaman, şimdilerde benim için eski önemini yitirdi. Zil istediği kadar acı hale gelebilir, memur demir kapıyı kapatabilmek için istediği kadar tehdit edebilir. Ben artık o vapurların yolcusu değilim, benim oralarda artık kimsem bulunmuyor. Yüksek kaldırımlardan istediğim kadar oyalanıp çıkabilirim. Tünele gidince tramvaya binenleri seyir eder, sonra yaya olarak gitmeye karar vermiş insan tavrıyla etrafı seyrederek Taksim’e yürüyebilirim.
Karşımdan insanlar gelir ve arkamdan insanlar gider. Arkamdan yürüyenler nihayet beni geçerler, karşımdan gelenlerin bazılarıyla bir anlık bakışırız. Bana sürtenler ve çarpanlar olur. Kadınlar, erkekler, yaşlılar, gençler, kısa boylular, uzun boylular ve daha birçok kişi.
İki yanımda bulunan bu insanları doyurmaya, eğlendirmeye, giydirmeye ve yanımda bulunan insanları mesut etmeye mahsustur. Caddelere birçok fotoğrafçı toplanmış ve şimdiye kadar kaç tanesinin önünde resimleri seyrediyorum. Bütün bu mesut insanlar buralarda saadetlerini tespit etmek için koşuşuyorlar. Bu resimlerde, yaşayacaklarından daha uzun tebessümleri devam ediyor. Bu fotoğrafhanelerde hiç ölülerin resimleri bulunmuyor. En yakın mezarlıkta kilometrelerce uzakta bulunuyor.
Yazar kitabında geçmişte yaşadığı ve gelecekte yaşayacağı birçok olaydan bahseder. Bir fotoğraf dükkanının önünde durduğu ve etrafındaki kalabalığın toplandığı olayı anlattı. Camın etrafı süslerle dolu olan arabaya yaklaştı. Yazar, fotoğraflarını çekmek için bu fotoğraf dükkanına girmek istedi. Merak edip içeri girdi. İçeride, tüm duvarlar fotoğraflarla kaplıdır. İnsanlar mutlu ve gülümsüyor. Yeni rütbenin onuru ve haysiyetiyle gülümseyen genç bir subay belirdi. Çenesini bir selam hareketiyle sıkıca tuttu.