Kral Midas efsaneleri yazımızla bugün tarihte yaşamış ve adı altınla bütünleşmiş bir kralı konu alıyoruz. Bu kral, tabii ki Kral Midas’ın ta kendisi!
Midas Frigya’nın başkenti Gordion’da, yaşamış olan efsanevi Frigya kralıdır. Kral Midas’ın efsanesi yüzyıllar öncesine dayanıyor. Dionysos’un en sevdiği kişilerden olan yaşlı Silenus bir gün kralın bahçesinde sızıp kalır. Bunu gören Kral Midas, Silenus’u sarayına alır ve bir güzel ağırlar.
Silenus kendini daha iyi hissettiğinde, Kral Midas, Yunan tanrısı Dionysos‘a dönmesine yardım eder. Dionysos, Silenus’un geri dönmesinden mutlu olur. Kral Midas’a bir dilek hakkı verir. Kral, biraz düşünerek, dokunduğu her şeyi altına çevirme yeteneği ister.
Dokunduğunuz her şeyin altına dönüştüğünü bir düşünsenize? İlk başta kulağa harika geliyor değil mi? Ancak şöyle detaylı bir şekilde düşününce çevrenizdeki her şey bir anda dünyanın en değerli madenlerinden biri haline geleceğini fark edersiniz. Bu yetenek sonsuz bir zenginliğe kavuşmanıza sağlayacak olsa da beraberinde bir laneti de getirir.
Kral Midas pek kısa bir süre sonra bu yeteneğin bir lanet olduğunu fark eder. Yiyeceklere dokunduğunda altına dönüşür. Su içmeye çalıştığında su altın olur. Çaresizce hizmetçilerinden doğrudan ağzına yiyecek ve su dökmelerini ister. Tabii diline değdiği anda hepsi altına dönüşmektedir.
İşin kötüsü bunlar sadece bir başlangıçtır. Yemek yiyemeyip su dahi içemeyen , perişan halde olan Kral Midas ne yapacağını dahi bilemeden bahçesine gider. Kızının orada oyun oynadığını bilmemektedir. Kız, babasını görünce ona sarılmak için koşar. Babasına sarılır ve altına dönüşür.
Sonunda Kral Midas çaresizce Dionysos’a koşar. Tanrı’dan dileğini tersine çevirmesini ister. Dionysos, Midas’a yapması gereken tek şeyin Paktolus Nehri’nde yıkanmak olduğunu söyler. Kral nehre gider ve kendisine söyleneni yapar. Lanete dönüşen bu armağan Paktolus nehrinde yıkandığında ortadan kalkar. Rivayete göre Lidyalıları zengin eden günümüzde Salihli’nin Sardes kasabasında yer alan Paktolus çayının altın kaynağı buradan gelmektedir.
Hikayenin farklı versiyonları var. Bunlardan birinde Kral Midas Paktolus çayında yıkandığında o ana kadar altına çevirdiği her şey eski haline dönmüştür. Ayrıca bir diğer versiyonda ise Kral Midas’ın dokunduğu her şey açgözlülüğünün bir hatırlatıcısı olarak altın formuyla kalmıştır.
Kral Midas’ın Adaleti
Kır Tanrısı Pan ile Yunan Tanrısı Apollon arasında yapılacak olan bir müzik yarışması için Kral Midas’ıdan yargıçlık yapması istenir. Midas oyunu Pan’a verir. Apollon Midas’a oy vermediği için sinirlenir ve güzel müzikten anlamayan bir insan olduğunu söyleyerek Midas’ın kulaklarını eşekkulağına çevirir.
Efsaneye göre Kral Midas kulaklarını gizlemeye çalışır. Ancak bir gün berbere gittiği zaman Midas’ın kulağını fark eden berber bunu kimseye anlatmaz. Ama bir süre sonrasında artık dayanamadığı için anlatması gerektiğini düşünerek bir kuyuya gider ve bu Midas’ın sırrını kuyuya haykırır. Efsaneye göre kuyu suları yer altından her yere ulaşır. Böylece Midas’ın kulaklarından herkesin haberi olur.
Halk Midas’la dalga geçmeye başlar. Gölge oyunları ya da taklitlerle onu sürekli olarak rencide ederler. Kral Midas bunlara daha fazla dayanamaz ve kulaklarını kestirmeyi düşünür. Ve yapar da. Ancak bir süre sonra fark eder ki kulakları Sarmaşık şeklinde eski halinden daha fazla kötü bir görünüm içinde büyümeye başlar. Tanrı’ya yalvararak ondan yardım ister.
” Midas Anıtı (Yazılıkaya) ” başlıklı yazımıza da göz atmak ister misiniz?
