Azize Thecla Kimdir?
Aziz Thecla, Roma İmparatorluğu’nun yaptığı zulme rağmen Havari Tarsus’lu Paulus’un öğretilerini takip etmeyi seçen bir kadın kahraman olarak tanınıyor. Aslında gerçekten tarihte böyle bir kişinin yaşayıp yaşamadığı bilgisi net değildir. İkonium yani bugünkü Konya’da yaşadığı rivayet edilmektedir. Henüz 17 yaşında bir bakire iken Tarsus’lu Paulus ile tanışır ve öğrencisi olur. Hakkında pek çok mucizevi hikâye günümüze ulaşmıştır.
Tarsus’lu Paulus’un Gezileri
Küçük Asya’da İkonium’a (Konya) seyahat eden Paulus, yerel bir Hristiyan’ın evine davet edilir. Burada, evinin penceresinden Paulus’un vaazlerini duyan Azize Thecla inanılmaz etkilenir. Henüz on sekiz yaşında bir bakire olan azize kendinden geçmiş halde, üç gün üç gece onun sözlerini dinler.
Bu arada Thecla’nın “Bakirelerin bedenleri kutsanmış, çünkü Tanrı’yı memnun edecekler” çağrısına kulak vereceğinden endişelenen nişanlısı, insanları Pavlusa karşı kışkırtır. Paulus insanlar tarafından kocaları eşlerinden ayırmakla suçlanır ve şikâyetler üzerine hapse atılır. Ancak Thecla gardiyanlara rüşvet vererek Paulus’un yanına girer ve vaazlerini burada dinlemeye devam eder. Bir gün nişanlısı durumu öğrenir ve Thecla Paulusun yanına gittiğinde yargıca gider. Galeyana gelen halktan korkan yargıç Paulus ve öğrencisi Thecla’yı yanına çağırır. Paulus herhangi bir suçlama yapılamayınca kamçı cezası ardından kentten kovulur. Thecla ise diri diri ateşlere atılacaktır.
Azize Thecla’nın ilk mucizesi
Galeyana gelen halkın arasındaki çocuklar ve gençler azizenin yakılacağını duyduklarında odun ve tahta toplamaya giderler. Ardından askerler azizenin elbiselerini çıkartır ve onu ateşe atarlar. Rivayetlere göre azize korkusuzca ateşin içine doğru yürür. Tam o anda gökler açılarak şimşekler çakmaya, yıldırımlar düşmeye başlar. Azizenin ölümünü izlemeye gelen birçok kişi orada can verir. Mucizevi bir şekilde yanarak ölmekten kurtulan azize Pavlus’un peşinden gider ve ona seyahatlerinde eşlik eder.
Azize Thecla ve İkinci Mucize
Tarsuslu Paulus’un sonraki durağı bugünkü Antakya’dır. Aziz Paulus öğrencisi Thecla ile buraya gelir. Burada yaşayan bir yönetici Aleksandros azizeyi görür ve hayran kalır. Birgün azizeye saldırır ve onu zorla öpmeye çalışır. Azize adamı tersler ve kıyafetlini çekerek yırtar. Reddedilmeye çok öfkelenen Aleksandros azizenin ölüm emrini verir. Ölüm gününe kadar da Trifena adında kızı yeni ölmüş bir kadına emanet eder. Trifena İmparator Sezar’ın bir akrabasıdır.
Trifena azizeyle konuştukça onu kızı gibi hisseder. Üç gün sonra Aleksandros’un emriyle azize infazı için tiyatroya getirilir. Trifena sanki kendi kızıymış gibi ağlayarak azizeyi arkadan takip eder. Tiyatroya varınca azize önce aç olan dişi bir aslanın önüne atılır. Ancak aslan birden uysallaşır ve azizenin ayaklarını yalamaya başlar. Böylece Trifena stada girerek azizeyi alır ve tekrar evine götürür. Mucizevi bir şekilde ölümden kurtulan azizeyi izleyen halkın büyük bir çoğunluğu Hristiyan olur.
Öfkesi dinmeyen Aleksandros Azize Thecla’yı yeniden tutuklattırır. Bu kez yırtıcı hayvanların önüne atılmasını emreder. Bir erkek aslan gelir ve tam azizeye saldıracak iken dişi aslan onu yakalar. Ayı, kızgın boğalar ve birçok hayvan azizeye yaklaşamaz. İyice sinirlenen Aleksandros yırtıcı balıkların bulunduğu göle atılması emrini verir.
Azize suya atılacakken şu sözleri söyler;
‘’Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına bu sularda vaftiz oluyorum. Günahlarımın bağışlanması ve sonsuz hayata kavuşmam için.’’
Böylece azize vaftiz olarak Hristiyan olur. İnancı sayesinde de bu dileğini Tanrı kabul eder. Böylece yırtıcı balıklardan da sağ çıkar. Trifena daha fazla işkenceleri izlemeye dayanamayarak baygınlık geçirir. Bütün bu yaşananların Sezar’ın kulağına gitmesinden korkan Aleksandros sonuç olarak Azize Thecla’yı serbest bırakır.
Böylece azize memleketi olan İkonium’a dönerek Hristiyanlığı yaymaya burada devam eder. Bir süre burada kaldıktan sonra Bugün Mersin ilinde bulunan Silifke’ye gelir. Antik dönemdeki ismi ile Seleukia.
Aya Thecla Mağara Kilisesi
Azize Kalamon Dağı’na vardığında kendine bir mağara bulup orada ibadetlerini gerçekleştirir. Birçok insan buraya gelerek azizeden öğüt alır. Azize Hristiyanlığa dair vaaz ve eğitimlerine burada devam eder. Ayrıca azizenin burada şifacılık yaptığı da rivayetler arasındadır. Bu sayede birçok hastayı tedavi eder. Başka bir dine alışık olmayan yerel halk azizenin tanrıça Artemis’in elçisi olduğunu bile düşünür.
Azize Thecla’nın Son Mucizesi
Azizenin yaptığı şifacılık nedeni ile bölgede para kazanamayan sağlıkçılar bazı gençlere para ödeyerek azizenin üzerine salarlar. Azize saldırgan gençleri gördüğü zaman olacakları anlar ve onu koruması için Tanrı’ya dua eder. Sonuç olarak kaldığı mağarasına sığınan azize mucizevi bir şekilde burada açılan bir yarıktan kaybolur ve bir daha haber alınamaz.
Azize Tekla’nın içinde yaşadığına inanılan bu mağara onun kayboluşundan sonra Hristiyanlarca kutsal sayılmış; M.S 313 yılında yasalar tarafından kabul edilmiş din ilan edilinceye kadar gizli bir ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise mağara üzerine devasa bir manastır inşa edilmiştir.
Daha fazla bilgi için Aya Tekla Mağara Kilisesi başlıklı yazımızı okuyun!
Azize Thecla Betimlemeleri
Bir aslana binmiş olarak tasvirlere yansıyan Azize Thecla bu haliyle Kibele ikonografisi ile benzerlik gösterir. Gençlerin meşaleler ile bir mağaraya kovaladığı, ya da ayaklarını yalayan dişi aslan sahneleri Roma ve Bizans sanatına yansımıştır.
Fotoğraf: turkisharchaeonews.net